smi Muhammed Mustafa İsmet Garibullah El-Yanyavi El-Nakşibendi El-Halidi El-Yanyavi El-Nakşibendi El-Halidi El-Müceddididir.
İsmet Efendi bugün Yunanistan sınırları içinde bulunan “Yanya”da doğup gençlik yıllarında Yanya Mahkeme-i Şer’iyye’si katipliğinde bulunmuşlardır. Risale-i Kudsiyye’lerinde bu konuda şöyle buyururlar:
İlahi Mustafa İsmet ki ismim
Zuhuru Yanya’da oldu bu cismim
Aman garket visal-i bahre resmim
Bu resmim mahvolup Hakk’a gidelim
Cemal-i bakemale seyredelim
Daha sonra Tasavvuf yoluna girmek arzusu ağır basınca Yanya’dan ayrılarak Mekke-i Mükerreme’ye gitmişler; Mevlana Halid-i Bağdadi’nin halifelerinden Abdullah-ı Mekki’ye intisap ile Halidiyye yoluna girmişlerdir. Abdullah-ı Mekkî, Mekke-i Mükerreme’de, Ebu Kubeys Dağındaki tekkelerinde irşad ile meşgul olurlarmış. İsmet Efendi, yedi sene içerisinde seyr-ü süluklarını tamamlayarak hilafeti hak etmişlerdir.
Daha sonra şeyhlerinden izin alarak Süleyman Efendi isminde bir zatın refakatinde Taif cihetine doğru yola çıkarlar. Çölde giderlerken devesinin çöküp yürümemesi üzerine Süleyman Efendi önde ilerlemekte olan İsmet Efendi’ye hitaben: “İsmet, İsmet! Şeyhimiz vefat etti. Vazifesi de bu fakire verildi. Geri dönelim.” buyururlar ve dönerler.
Gerçekten de Mekke-i Mükerreme’ye vasıl olduklarında Abdullah-ı Mekkî’nin vefat haberiyle karşılaşırlar. Bunun üzerine Şeyh Süleyman Efendi Mekke-i Mükerreme’deki dergahta irşad postuna cülus eder. Risale-i Kudsiyye’de bu zatın ismi şerifi şöyle geçer:
Hususa Mekke’de Eş-Şeyh Süleyman
Oluptur naib-i menab-ı gavs-ı İrfan
Bu gavsın tut elin Hakk’a gidelim
Cemal-i bakemale seyredelim.
Risale-i Kudsiyye isimli eserlerini burada iken ilham ile kaleme almışlardır. Bu eseri ne niyetle ve nasıl yazdıkları eserin baş ve sın kısımlarında gayet açık ifade olunmuştur.
İsmet Efendi Edirne’de iken sevgili ihvanlardan ve halifelerinden Hüseyin Kudsi Efendinin kerimesi ile izdivaç buyurmuşlardır. Bu evlilikten Nimetullah, Hafız, Ferdi, Behaeddin isimlerinde dört oğlu; Nakşiye ve Sıddika isimlerinde iki kızı dünyaya gelmiştir.
Cennetmekan Abdülmecid Hân devrinde İstanbul’a göçerek bir müddet kayınpederlerinin Kocamustafapaşa civarında satın aldıkları evde irşad ile meşgul olmuştur. Daha sonra şimdi dergahlarının bulunduğu yeri almak için sahibiyle anlaşmıştır. Bu arada Fener Patrikhanesi’nden “Kırmızı Kilise” denilen Rum okulunu buraya yaptırmak için çok yüksek paralar teklif edilmişse de yer sahibi:
“Ben malımı kiliseye vereceğime bedava olarak tekkeye veririm. Kıyamete kadar Cenab-ı Hakk’ın şerefli ismi zikredilir” diyerek ehven fiyatla İsmet Efendi’ye satmıştır. Tekkenin inşasından sonra İsmet Yanyavî hazretleri:
“Tekkeyi buldunuz galiba şeyhi kaybedeceksiniz” buyurmuşlar.
Hakikaten de altı ay geçmeden arkalarında birçok mürid ve altmış kadar halife bırakarak 1872 (H. 16 Zilhicce 1289) tarihinde ahirete intikal etmişlerdir.