ıldız sarayı, Beşiktaş ile Ortaköy arasındaki Yıldız
Tepesi’nde, Osmanlı mimarisinin en son zarif örneğini teşkil eden yapı
gruplarındandır.
Dolmabahçe sarayı gibi tek bir bina halinde değil; Boğaz
sahilinden başlayarak kuzey batıya doğru yükselerek sırt hattına kadar bütün
yamacı kaplayan bir bahçe ve koruluk içince yerleşmiş saraylar, köşkler,
yönetim, koruma, servis yapıları ve parklar bütünüdür. Bu haliyle Topkapı
Sarayına benzer.
Yıldız Sarayı’nın tarihe geçmesi, Sultan II. Abdülhamid Hân
ile başlar. Abdülhamid Hân Osmanlı Devletini 33 sene buradan idare etmiştir.
Sarayın asıl yapılaşması bu padişah döneminde başlamış ve buraya “Yıldız Sarayı Hümayunu” ismi
verilmiştir.
Yıldız Sarayının Külliyesinin
Kapıları: Koltuk Kapısı (set köşkünün bitişiğindeki kapı), Valide Kapısı
(nizamiye kapısı), Saltanat Kapısı (büyük mabeyn’in önündeki kapı), Mecidiye
Kapısı (yıldız parkı kapısı), Harem Kapısı (çit kasrı ile küçük mabeyn
arasındaki kapı), Orhaniye Kapısı
Yıldız Sarayı üç
Bölümde incelenebilir: Sultan, Şehsadelerin bulunduğu saray köşk kasr ve
hizmet binaları, İç bahçe (has bahçe), Dış Bahçe (yıldız parkı)
Sarayın ana bölümleri
Büyük Mabeyn köşkü,
1866 yılında Sultan Abdülaziz Han tarafından dinlenme sarayı olarak
yaptırılmıştır. Altın yaldızlı duvar, kapı ve tavanlar, altın yaldızlı büyük
çini sobalar, büyük kristal avizeler, vazolar ve saatler çok nefis ve
kıymetlidir. Büyük Mabeyn’inin en önemli özelliklerinden birisi kristal’den
yapılan merdiven korkuluklarına sert bir cisim ile dokunulduğunda piyano
tuşları gibi sesler çıkarmasıdır. 3 bin kristal parça bulunan korkuluklardan 3
bin ayrı ses çıkmaktadır.
Yıldız Sarayının
diğer önemli bölümleri ise: Set köşkü, Çit kasrı, Küçük Mabeyn Köşkü, Yeni
Köşk, Silahhane Köşkü, Güvercinlik Köşkü, Saray kütüphanesi, Marangozhane, Şale
Köşkü, Malta Köşkü, Çadır Köşkü, Hamidiye Camii’nden ibarettir. Bütün bu köşk
ve binaların kapı, duvar ve tavanlarında çok zarif ve kıymetli mimari örnekler
görülmektedir.