B
u gün bir İran Âzerbaycanlısı’na sorsanız, dilini Türkî, kavmiyet ve milliyetini Türk, vatandaşlık ve tâbiiyetini İranlı, bölgesinin coğrafî mensubiyetini ise Azerbaycanlı diye adlandırır. Azerbaycanlıca, Âzerbaycan dili ve Türkçe tabirlerine hemen hemen hiç, Âzerî kullanılışına ise çok az rastlarsınız.
Bize de öyle geliyor ki, Azerbaycanca ve Azerbaycan dili tabirlerinin pek tutarlı tarafı yoktur.
Dr. Cevat Hey’et’in de Tahran’da çıkan kitabında yazdığı gibi, Azerbaycanca tabiri evvelâ gramer olarak yanlıştır, zira dilleri ülkeye ve arazi adlarına göre değil, ilgili millet ve kavime göre adlandırırlar. Meselâ Rusyaca değil, Rusca, Almanyaca değil Almanca, Macaristanca değil Macarca denir. Bu sebepten hiç olmazsa Âzerbaycanca değil, Âzerî demek gerekirdi.
Azerbaycanca ve Azerbaycan dili tabirleri, bu dilin Türk dili olduğunu belirtmiyor. Mukayese tam uygun olmayabilir, fakat misâl için Arapça yerine Mısırca, Ürdünce veya Suudi-Arabistanca tabirlerini kullanmak doğru olmazdı, halbuki Arapça’nın bu şiveleri arasında da bir hayli fark vardır.
Bazılarının fikrince, bu dili adlandırırken Azerbaycan kelimesine “-ca” ekini ekleyerek kullanmak doğru değildir. Çünkü Âzerbaycan’dan başka İran’ın hemen hemen her eyâletinde, aynı şekilde Türkiye’de ve Irak’ta yaşayan aynı (veya çok benzer) Türk lehçesinde konuşan milyonlarca nüfuslu topluluklar vardır. Bu dile Âzerbaycan demek, Âzerbaycan hudutlarının dışında yaşayan, fakat aynı Türk lehçesini konuşan toplulukları inkâr etmek olur.
Başkaları ise Âzerbaycan’ın Türkleşmesi’nden önce burada Türk dili ve lehçeleriyle hiç alâkası olmayan dil ve lehçelerin konuşulduğunu hatırlatıyor ve aynı zamanda diyorlar ki günümüzde Âzerbaycan’da yaşayan bazı azınlıkların ana dili Türkçe ile hiç ilgili değildir. Bu itirazlar dolayısıyla Azerbaycan dili ve Azerbaycanca derken, kastedilen dil açıkça belli olmuyor.
Bu itiraz ve tenkitlerden öyle anlaşılıyor ki, Sovyet Âzerbaycanı’nda yaygın ve resmî olduğu şekliyle Azerbaycanca ve Azerbaycan dili terimleri çeşitli sebeplerden dolayı mahzurlu ve yanlıştır.
Diğer taraftan, bazıları, Âzerbaycan ve Türkiye lehçeleri de dahil, umumî Türk dilinin bu veya diğer lehçesine genel olarak Türkçe, Türk dili ve Türkî denmesini yetersiz buluyorlar. Hakikaten de Türk dilinin lehçeleri, çeşitli tarihî, coğrafî ve siyasî âmiller esasında, o kadar birbirinden farklı inkişaf etmiştir ki bunların lehçe farklılığını belirtmemek dikkatlilikten uzak olurdu.
Bu sebepten, anlaşılan, dilin, hem Türklüğü’nü, hem de lehçe özelliğini belirtmek için, yine Azerbaycan Türkçesi, Azeri Türkçe, Azerbaycan Türk dili veya Âzerbaycan Türkîsi tabirleri daha doğru, uygun ve isabetli gözüküyor. Nitekim tarihen de Âzerbaycan Türkçesi’ni umumiyetle (meselâ Farsça ve Arapça karşısında) Türkî ve Türkçe, aynı zamanda, onu Türkçe’nin başka lehçelerinden ayırt etmek için Oğuz Türkçesi, Selçukî Türkîsi, Âzerî Türkçe ve Âzerbaycan Türkçesi şeklinde de adlandırmışlardır.