Dil ve EdebiyatTürk Dili

Uydurma İki Kelime: Örneğin ve Eleştiri

Y
eni teşkil edilen kelimenin bâzı hayat şartları var. İlkin bu kelime, yerine almak istediği yabancı kelimeyi ya ölü veya ağır hasta bulmalıdır. Türkçe’de söz götürmez bir canlılıkla yaşayan Arapça, Farsça kelimeleri özleştirmek lüzumsuz ve imkânsızdır. 
Lüzumsuz, çünkü bir dilde yaşayan kelime, yabancı da olsa, o dilin tâbiiyetine girmiş, milliyetini kabul etmiş sayılır.  Dünyanın bütün dillerinde olduğu gibi. İmkânsız, çünkü yeni bir kelimenin eski ve canlı bir kelimeye halef olabildiği görülmemiştir.
Yeni kelimenin hayat şartlarından bâzıları da, kaideden ziyade şiveye uygunluğu, âhengi, hece sayısının rakip kelimedekinden fazla olmaması, kullanışlılığı vs. dir. Fakat mâna bu şartların başında gelir.
Şimdi “Tenkid” yerine ileri sürülmek istenen “eleştirme”yi alalım.
“Eleme”den gelen bu kelime “tenkid”değil, müsbet veya menfi değer hükümlerine aynı derecede pay bırakan bir ameliye ifade eder. Oysa ki tenkid, böyle bir ameliyeden ibaret kalmaz, çok defa yalnız menfi bir hüküm de ifade eder. “Bu eseri çok tenkid ediyorlar” sözü, ondan fazla kusur bulduklarını anlatmak içindir. “Eleştirme” kelimesinde bu mâna yoktur.
Bir de “eleştirme” dört hecelidir, “tenkid” iki. Kullanışlık bakımından, bu Arapça kelimeye büyük bir üstünlük değeri kazandırmaktadır.
Nihayet münevver dilinde “tenkid”in en canlı kelimelerden biri olması “eleştirme” ye karşı duyulan tiksintiyi çoğaltıyor: Bu, sağlam bir dişi çıkarıp yerine çürük ve takma bir diş koymaya benziyor.
Ayrıca şu bir kaç kendini bilmezin “meselâ” yerine kullandıkları “örneğin” saçmasındaki “örnek” kökünün “misal” değil, “nümune, meşk” mânasına gelir. Sapıklık bu kadarla da kalmıyormuş. Genç yazarımız Necmeddin Özdarendeli bu “örnek” kelimesinin Ermenice olduğunu Hüseyin Kazım Kadri’nin dört ciltlik büyük “Türk Lûgati”nde görmüş. Bana haber verdi. Eve gidip hemen lügatı açtım. Evet, 371’nci sayfada, (örnek) kelimesinin Ermenice’den Türkçe’ye girdiği yazılı. Hattâ Bedros Keresteciyan Efendinin Londra’da basılan “Türk Dilinin Etimolojik Lûgati” adındaki Fransızca eserinden alınan bir izah da Fransızca olarak oraya eklenmiş. 
Türkçemizde asırlarca yaşayan “meselâ” gibi canlı bir kelimeyi Arapça’dır diye beğenmeyip de Ermenice “örnek” kelimesini Türkçe sanıp ondan türettikleri bir uydurma kelime “örneğin”i dilimize sokmağa çalışanların boş yere debelenmeleri tam bir ana dili şuursuzluğu ve bilgisizlik “örneği”dir.

Peyami Safa

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 128