Dil ve EdebiyatTürk Dili

Yeni Müfredat

M
illî Eğitim Bakanlığı’nın “yeni” müfredat programı ile ilgili çok fazla yazılıp çizilmedi. Bizim esas dikkatimizi çeken metnin dili. Dil arızalı, bu anlamayı güçleştiriyor ve mantık yanlışlarına yol açıyor. Dil ve edebiyat müfredatını konuşuyorsak, bu birinci derecede önemli. Eski tabirle mühim değil ehemm!
“Kazanım”dan sonra sık kullanılan bazı kelimelere bakarak metnin değerlendirmesini yapabiliriz: Tür 39, ürün 38, beceri 19, düzey 16, yöntem 16, etkin 13, etkinlik 10, farkındalık 7, bilişsel 4 sayfada geçiyor…
Metni okumaya başlamadan önce en çok kullanılacak kelimelerle ilgili tahminim, şu üç kelimenin ilk sıralarda yer alacağı yönünde idi: “Öğretim, eğitim ve müfredat”. Öğretim 52, eğitim 14 sayfada geçiyor, müfredat ise sıfır! Demek ki sadece birinde yanılmışım!
“Tür” en sık kullanılan kelimelerden. Metne bakarak bu kelimenin “cins, çeşit, nevi, tarz” gibi anlamlarda kullanıldığını görüyoruz. Yeri geldiğinde cins, çeşit, tarz kelimelerini kullanmak, “tür”ü nevi karşılığı olarak yerine oturtmak gerekmez mi?
“Ürün” de en sık kullanılan kelimelerden. Bununla mahsul mü, mamûl mü, eser mi kastediliyor?
“Roman, hikâye, tiyatro, destan gibi ürünlerin tamamı kitaba alınamayacağı için bu tür eserlerin en uygun kısmı veya kısımları kazanımlar da dikkate alınarak seçilmelidir.”

Roman, hikâye, tiyatro, destan…bunlar türler. Bu türlerdeki ürünler söz konusu olabilir. Belki cümle şöyle kurulabilirdi: “Roman, hikâye, tiyatro, destan gibi türlerde metnin tamamı kitaba alınamayacağı için bu tarz eserlerin en uygun kısmı veya kısımları, edinilenler de dikkate alınarak seçilmelidir.”

“Beceri” 19 sayfada geçen bir kelime. Beceri ile maharet mi, hüner mi, marifet mi, meleke mi, ustalık mı, beceriklilik mi kastedildiğini anlayabilene aşk olsun! Şu cümleye bakalım:
“Bilgi çağı olarak adlandırılan günümüzde öğrencilerin sadece temel becerileri edinmeleri değil, bu becerileri uygulayabilecekleri ve geliştirebilecekleri ortam ve durumların oluşturulmasına olanak sağlayan öğretim programlarının hazırlanması ya da mevcut programların bu becerileri yansıtacak şekilde yeniden gözden geçirilmesi önemlidir.”
Etkin ve etkinlik de sık kullanılan kelimelerden. “Etkin”in şu ibare ve cümlelere bakarak hangi anlamda (faal, fail, müessir, tesirli, etkili) kullanıldığını çıkarabilir miyiz?
“Yaşama etkin katılımlarını…”  “Televizyon, etkileşimli tahta, genel ağ, eba uygulamaları vb. etkin olarak kullanılmalıdır.” “Araştırma, kaynaklara ulaşma, İnternet’i doğru ve etkin kullanma…”

Şu cümle ve ibarelerde “etkinlik” hangi anlamda kullanılıyor? (Çalışma mı, faaliyet mi, faallik mi, müessiriyet mi? Yoksa hiçbiri mi?)
“Öğrenme-öğretme sürecinde kullanılacak etkinlik ve öğretim materyallerinin hazırlanmasında, ana düşünce gibi metnin bütününü bir arada değerlendirmeye yönelik soru ve etkinlikler kullanılabilir.” “Ö̈ğretim etkinliklerinin…” “Bilgi notu, sunum, etkinlik, çalışma kağıtları, proje, okuma parçaları…” “Değerlendirmeye yönelik soru ve etkinlikler kullanılabilir.” “Ünitelerdeki sözlü iletişim çalışmalarına ait etkinlikler dikkate alınarak…”

“Farkındalık” TDK sözlüğünün ancak son baskısında yer alan ve buna rağmen metinde sık kullanılan kelimeler arasında sayılabilir (7 sayfa). Farkındalık bu Sözlük’te “farkında olma durumu” olarak açıklanıyor. Bizse şöyle açıklamaktan yanayız: “Farkında olma hâli; ayırt etme, tefrik.” Ancak, “idrak, anlama, kavrama, kavrayış, şuur” gibi kelimeleri karşılayacak şekilde kullanıldığını da söyleyebiliriz.
Bu metin, Bakanlığın Talim ve Terbiye Kurulu’nda hazırlanmış. Metinde tâlim ve terbiye kelimeleri hiç geçmiyor. Peki bu kelimelerin yerine uydurulan kelimeler? Mesela bir ara moda olan “eğitsel” de yok! Müfredat sadece talim (öğretim) değildir; işin bir de terbiye yani yetiştirme, kabiliyetleri geliştirme (hadi “eğitim” diyelim) tarafı da var. Maarif aslî kelimelerini kaybettiği için birkaç kelimeye çok mâna yükleyerek işin içinden çıkılmaya çalışılıyor. 
Talim öğretimi aşan bir anlama sahiptir ve uygulamayı da ihtiva eder. Çocuklarımıza güzel şiir okumayı talim etmeliyiz. Edebiyatımızın güzel metinlerini okutmakla kalmamalı, bazılarına ezberletmeliyiz. Hafızalarında gerektiğinde çağırabilecekleri, en güzel şekilde okuyabilecekleri şiirler, nesirler olmalı. Gençlerimizin bir dil terbiyesi, edebiyat edebî olması gerektiğini akıldan çıkarmamalıyız.

D. Mehmet Doğan

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 128