Kafkasya - KırımMakaleler

Kırım Türkü’nün Bayrak Hasreti

T

ürkiye, İngiltere, Fransa ve Sardunya krallıkları ile Rusya arasındaki 1854-1856 Kırım Savaşı sırasında, Kırım kalesi müttefiklerin eline geçmiştir. Teslim olan kaleye tabiatıyla baş muhârip olan Türklerin sancağı çekilmesi gerekmektedir.

    Oysa taraflardan Fransız İmparatorluğu’nun ordu kumandanı Mareşal Pelisiye, Türk Başkumandanı Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa‘ya müracaat ederek İmparator III. Napolyon’un bir ricasını iletir. Büyük Napolyon’un da yeğeni olması hasebiyle Fransız İmparatoru kaleye Fransız bayrağının çekilmesini rica etmektedir. Dolayısıyla Rus-Fransız savaşından yenilgi ile çıkan Büyük Napolyon’un da böylece hâtırasına saygı gösterilmiş olacaktır.

    Türk Başkumandanı kendisine; “Memnuniyetle… Ancak, eğer İngiliz kuvvetleri kumandanı Lord Raglan da rızasını gösterirse kaleye Fransız bayrağını çekmekten imtina etmeyiz.” der. İngiliz kumandanının da rızası ile kaleye Fransız bayrağı çekilir.

    Ancak, ertesi gün şafakla beraber kaleye bakanlar, Fransız bayrağının yanında kocaman ve rengi solmuş bir Türk bayrağının da dalgalanmakta olduğunu görürler. Bundan büyük bir infiale kapılan Fransız mareşali, Türk Başkumandanı Ömer Paşa’ya çıkarak bunun sebebini sorar. Fâilinin bulunarak cezalandırılmasını ister.

    Araştırırlar, kaleye Türk bayrağının gayrı nizamî olarak ve kimsenin haberi olmadan yaşlı bir Kırımlı tarafından çekilmiş olduğunu öğrenirler. Kendisini yakalayarak Başkumandanlık karargâhına getirirler. Orada Türk, İngiliz ve Fransız mareşallerinin yanında sorguya çekerler.

    Gerekirse Beni İdam Ediniz!

    Kırımlı ihtiyar, iki büklüm olmuş belini zorla doğrultarak şunları söyler:

   “Kumandanım! Kırım düşüp, Rus orduları buraya girdiklerinde, bu birlikleri yaşlı gözlerle seyrettiğim anların hâtırası ile yıllardır ızdıraplar içinde saçlarımı ağarttım. Ömür tükettim. Kalede dalgalanan bu eski Türk bayrağını o günlerden beridir bin bir ihtimamla yastık altlarında, sandık diplerinde muhafaza ettim. Yıllardan beridir bu günü bekledim. Kırım kalesi düşünce, bu kalenin burçlarından indirilen Türk bayrağını yine eski yerine çekmeden canımı almamasını yüce Rabbimden niyaz etmiştim. Şimdi o büyük murâdıma erdim. Allah’ım bana bu günleri göstermek lütfunda bulundu. Devletimin ve sizlerin sâyesinde bu mutlu günleri de görmek nasip oldu. Artık bu suçuma karşılık gerekirse beni idam ediniz. Gözüm açık gitmez. Vereceğiniz bütün cezalar benim kazandığım mükâfatın yanında cana minnet olacaktır…”

    Onu dinleyen kumandanların da gözleri yaşarmıştır. Daha sonraları bu olanları Fransız İmparatoru Napolyon’a da anlatan Fransız mareşali, olayı Fransa’da yayınlanan hâtıralarına da almış ve “Kırım Savaşı’nın beni en çok heyecanlandıran ve büyüleyen olayı Kırımlı bu ihtiyarın yaşadığı bayrak hasreti ve sözleri olmuştur.” Demişti.

Muhiddin Nalbantoğlu

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242