arihte her ırkın, kavmin ve milletin
zulme uğradığı; bazen de katliâma ve soykırıma mâruz kaldığı
görülmüştür. Bunun misâlleri saymakla bitirilemez. “Soykırım” (jenosit) denilince, günümüzde akla hep Nazi Almanyası’nda yahudilere karşı uygulanan zulüm gelmektedir. “Etnik temizlik” tâbiri de, Sırpların Bosna-Hersek’te Müslüman Boşnak ahaliye karşı yaptıkları zulmü hatırlatmaktadır.
1965’lerden sonra Ermenilerin, 1915 yılındaki “Ermeni Tehciri” olayını, Türklerin Ermenilere karşı uyguladıkları bir “soykırım”
gibi gösterme gayreti, son zamanlarda başta ABD ve Fransa olmak üzere
bir çok ülkede hararetlenmiş; bu ülkelerin Türkiye karşısındaki
hesapları ve kendi iç politikalarının tesiriyle tekrar gündeme
gelmiştir. Üstelik, Hitler’in jenosit uygulamasında, Alman Milleti ile
Naziler birbirinden farklı değerlendirilirken; sözde Ermeni soykırımı
iftiralarında, Tehcir’i uygulayan İttihatçılar ile Türk Milleti ayırt
edilmemekte; koskaca bir Millet, soykırımcı olarak suçlanmaktadır.
Halbuki, tarihte Türkler kadar haksızlığa ve zulme mâruz kalan; zaman
zaman etnik temizliğe ve soykırıma uğrayan başka bir kavim yoktur. Türk
Milleti, tarih boyunca en fazla zulüm gören, mağdur ve mazlum olan
millettir.Hemen dünyanın her yerine İkibin yıldan çok geriye giden uzun
bir tarih döneminde, hemen uzanan büyük bir coğrafyada hüküm süren
Türkler, kendilerine yöneltilen mezalime karşı mücadele etmişler ve
azalarak da olsa varlıklarını devam ettirmeye muvaffak olmuşlardır.
Bir sosyal siyaset profesörü ve nüfus uzmanı olan Nevzat Yalçıntaş‘ın
yaptığı araştırmalara göre; 16.asrın ortalarında dünya nüfusu 500
milyon civarında tesbit edilmiş ve Osmanlı Türkleri ile Türkistan’daki
nüfusun asgarî 40 milyon olduğu tahmin edilmiştir. (Braudel ve Prof.
Ömer Lütfi Barkan’ın çalışmaları da bu sonuçları desteklemektedir).
Bunun yaklaşık olarak yarısı Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları
içerisindedir. Diğer bir ifadeyle, 16. yüzyılın ortalarında dünya
nüfusunun yüzde 8’inin Türk olduğu hesaplanmıştır. Halbuki, 20. asrın
başında, dünya nüfusu 6 milyar iken, Türk nüfusu 180 milyon olmuş; yani
yüzde 8’den yüzde 3’e düşmüştür. Eğer 16. asırdaki oran muhafaza
edilebilseydi, bugün dünyadaki Türk nüfusu 480 milyon olacaktı. 16.
asırdan bu yana dünyadaki Türk nüfusu 2,7 kat azalmıştır.
Halbuki, Türkler’de doğurganlık oranı yüksektir. Bu itibarla, kaydedilen
nısbî azalmanın sebebini doğurganlıkla izah etmek mümkün değildir.
Demek ki, her fırsatta katliâm ve soykırım yapmakla suçlanan Türkler,
aslında dünyanın en büyük mazlumları ve mağdurları olmuştur; mâruz
kaldıkları savaşlar, katliâmlar, soykırımlar, sürgünler, kıtlıklar ve
asimilasyon neticesinde nisbî sayıları azalmıştır.
Sizlere
fırsat buldukça Türk Milleti olarak uğradığımız zulümleri anlatacağım.
Bunu, başkaları gibi kin ve intikam hislerini körüklemek için değil,
genç nesilleri bilgilendirmek için yapacağım.
Bugün “Revan”dan
başlıyorum. Osmanlı’nın Revan Vilâyeti’nin büyük kısmı, bugünkü
Ermenistan topraklarıdır. Revan şehri de, Ermenistan’ın başkenti olan
Erivan’dır.
Bugünkü Ermenistan topraklarında M.Ö.1000
yıllarından itibaren Türkler yaşamışlardır. Hunlar, Bulgar Türkleri,
Hazarlar, Azeriler, Osmanlılar bu bölgeye yerleşmişlerdir. 1829’da Revan
Vilâyeti Rusya’nın eline geçtiği zaman Ruslar tarafından yapılan
istatistiklere göre, bu topraklarda yaşayan 118.650 kişiden 81.749’unun
Müslüman ve 25.131’inin Ermeni olduğu kaydedilmiştir. Revan’daki
Müslüman Türk nüfusun oranı 1886’da % 59.9’dan 1915’de % 45,5’e
düşürülmüştür. İstatistiklerden anlaşıldığı gibi, bir taraftan
Ermenilerin İran ve Türkiye’den Revan (Erivan) Vilâyeti arazisine
götürülmesine ve diğer taranan bölgedeki Türklerin baskı, zulüm ve
kırımlarla bölgeden uzaklaştırılmasına rağmen, 1917 yılında bütün Erivan
Vilâyeti’nin, yani Ermenistan’ın % 40’a yakın nüfusu Türk’tür.
Erivan Vilâyetinde (Ermenistan Cumhuriyeti), 1918-1920 yılları
arasında, Taşnak Hükümeti ve Taşnak Ordusu tarafından gerçekleştirilen “Türk Soykırımı esnasında şimdiki Ermenistan’da yaşayan 575.000 Türk’ten 565.000’ni soykırıma mâruz kalmıştır.” Bu rakamı Ermeni araştırmacısı Zevan Korkodyan, “Sovyet Ermenistan’ın ahalisi 1831-1931”
adlı kitabında tasdik etmektedir (Bakınız; Doç. Dr. Yavuz Aslan, Rus
İstilasından Sovyet Ermenistanı’na Erivan (Revan) Vilâyeti’nin
Demografik Yapısı 1827-1922, Yeni Türkiye, sayı 38).
1915 Tehcir Olayı’nı, sadece “soykırım” olarak değil “etnik temizlik”
şeklinde nitelendirenler, acaba sadece’Revan’da soykırıma ve etnik
temizliğe uğrayan 600.000 Türk’ü neden ağızlarına dahi almazlar
dersiniz?
Şimdi, o 600 bin Müslüman Türk’ten bize yalnız şu hazin Erzurum Türküsü kaldı:
|
Hasan Celal Güzel