B
alkanlarda yaşayan bazı kardeşlerimiz ziyaretime geldiler… Onları gördüm ve bir defa daha “Büyük Türkiye’nin etki alanını” net olarak idrak ettim… Bugün bizler buradayız ama orada başta Bosna ve Kosova olmak üzere “Bizimle çarpan yürekler” var…
Sevgili dostlarım, Türkçe çok iyi konuşan bir kardeşimiz aynen şu cümleyi kurdu; “…kendine medeni diyen dünya, Sırplar eliyle bizi katlederken, Türkiye o dönemde bir şey yapamadı sebebi de çok açık; Türkiye’nin üst kadroları o gün kimliksizdi, bugün yeni bir Türkiye var…”
Sevgili dostlar, Avrupa’nın ortasında
“Osmanlı’nın son kalanı olarak” algılanan ve post modern asimilasyon teknikleri ile
“yok edilmeye çalışılan” o topraklar ve en önemlisi kalbi bizimle çarpan o insanlar, ne pahasına olursa olsun, sahip çıkmamız gereken parçalarımız…
Kardeşimiz, orada kalmış, esir olmuş, hatta bütün dünya seyrederken katledilmiş ve sağolsun “karakteri-duruşu olmayan tepedekiler” sayesinde Türkiye’nin yumruğunu o dönemlerde masaya vuramamışız…
Oysa son yıllarda durum gerçekten çok farklı. Türkiye’nin büyüklüğünü, ağırlığını, Avrupa’dan güçlü oluşunu arkalarında hissediyorlar ve Sırplar, Hırvatlar, onları kullanan diğer kendine medeniyet diyen “tek dişi kalmış canavarlar” eskisi gibi saldırabilirler mi diye korkmuyorlar… Kardeşimize, dedemizin bize emanetine, sahip çıkıyoruz ve yeni Türkiye büyüdükçe-güçlendikçe daha fazlasını yapacağız…
Bugün
“fiziki saldırı yok” belki ama ekonomik kuşatma, kültürel baskı da az değil. Avrupa’nın göbeğinde
“Avrupa değerlerine” değil Türk-İslam dinamiklerine bağlı birkaç milyon insan… İstekleri Avrupa’ya girmek, bağlanmak da değil. Çok iyi biliyorlar; girdikleri asimilasyon-kültürel katliam gelecek ve fiziki olmasa bile eldeki bütün imkanlar ile
“tek dişi kalmış canavarlar” onları yok edecek, eritecek…
Türkiye’ye Büyük Görev Düşüyor
İşte bu noktada Türkiye’ye büyük bir görev düşüyor ve bu sadece Devlet yapısına ait bir görev değil. Türk sermayesi, o bölgelerde “ekonomiden-kültüre” AB baskısından onları koruyacak her türlü teşebbüsü yapmalı. Devlet öncü olmuş, bugün Ziraat Bankası 15’ten fazla şube ile o bölgelerde Türk Sancağını dalgalandırıyor. Sıra şimdi iş adamlarımızda. Para kazanmak da önemli değil burada, Türkiye’nin onlara verdiklerini verme sırası şimdi sermaye kesimimizde. Eğitim kurumları, kültürel girişimler, yayıncılık, Telekom hizmetleri başta olmak üzere bu insanlara Türkiye’nin varlığını hissettirecek adımlar atılmalı…
Sonuç 1: Osmanlı parçalanıp, bizler şanslı bir şekilde bu topraklar içinde kalırken, dışarıda kalanlar bizim kadar şanslı değildi. Onlar 100 yıldır zulüm, işkence, katliam altında yaşamaya, geçmişlerine ve dinlerine sahip çıkmaya çalışıyorlar.
Sonuç 2: Eskiden güçlü değildik, darbe-devalüasyon-manipülasyonlar altında kendimize sahip çıkamıyorduk! Şimdi güçlüyüz, imkanımız ve en önemlisi duruşumuz var! Sahip çıkmalıyız, sınırlar çizilirken dışında kalan ve 100 yıldır işkence gören her kardeşimize sahip çıkmalıyız! Büyük, güçlü, emperyal, Cihanşümul Türkiye’ye yakışan budur…
Sonuç 3: “Nedir yeni Türkiye” diyorsanız, cevabı yukarıdaki satırlarda. Geçmişine geleceğine her coğafyada sahip
çıkabilen bir Türkiye!