osna 400 yıldan daha uzun bir süre Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası oldu. Bu dönem içinde Bosna kültürünün en belirgin karakteri teşekkül etti. Bugün de Bosna kültürü Osmanlı kültürünün bir parçasıdır. Ayrıca Avrupa’nın da çok kuvvetli etkisi altında. Çünkü Bosna Avrupa kıtasında. Bu 400 yıl boyunca ve ondan sonraki yüzyıl boyunca mimari ve şehir dokusunun başlıca özellikleri muhafaza edildi. İslam mimarisini aksettiren binlerce yapı korundu.
Savaş öncesindeki Osmanlı dönemindeki Bosna kültürünün diğer önemli özelliği de Fatih Sultan Mehmet döneminden başlamak üzere Bosna’da çok çeşitli etnik menşeilere sahip toplulukların bir arada bulunmasıydı. Bu sebeple de Müslüman Boşnaklar, Katolik Hırvatlar, Ortodoks Sırplar ve Yahudiler arasında bir ahenk oluşmuştu.
Bundan 100 yıl önce İstanbul’da da aynı özellikleri görmek mümkündü. Bosna’da bu özellik daha da göze çarpıyordu. Çünkü orada başlıca üç din bir arada bulunuyordu. Üç dilinin kaynaştığı bir yerdi. Bosna Avrupa’daki Müslümanların ve Müslüman kültür mirasının tek sembolü olarak kalmıştır. Bu savaşın olması bunu yıkmak için, İslam mirasını yok etmek içindi.
Osmanlı dönemine ait eserler daha çoktu ve tahrip bakımından bakacak olursak Osmanlı eserleri takriben yüzde 90 oranında zarar görürken, Avusturya-Macaristan döneminden kalan eserler yüzde 20 oranında tahrip edildi.
Esas Maksat İslam’ın İzlerini Yok Etmek
Macaristan döneminden kalan yapılar çok büyük, abidevi, sağlam yapılardı. Ve bunları tahrip ederken binaya yönelik bir saldırı değil, binanın içinde bulunan İslam dönemine ait arşivler veya belgeleri yok etmek için saldırı yapılmış, nitekim Milli Kütüphane ve Şarkiyet Enstitüsü yıkılan Avusturya-Macaristan dönemine ait binalar ve özellikle bina içindeki kütüphane ve enstitüsü tahrip edildi. Fakat İslam ve Osmanlı dönemine ait eserlere olan saldırılar ise binayı kökünden yok etmeye yani temelini bile yok etmeye yönelmişti. Bu eserleri yok ederken amaç aslında Müslüman kimliğini de yok etmekti. Çünkü Müslümanlığa ait bütün izleri yok etmeye çalıştılar. Zira kültür mirasından yoksun kalan bir millet kimliğini kaybetmiş sayılır.
Bosna’nın yeniden imarı konusunda tahrip edilen kültür mirasının yeniden ortaya konması hususunda Boşnakların Türkiye’den çok beklentileri olmuştur. Türkiye bu hususta onlara çok büyük vaadlerde bulunmuştur. Fakat maalesef bu vaadlerin mühim bir kısmı halen gerçekleşmemiştir. Biz bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Bosnalı muhataplarımız da bunu nezaketlerinden dolayı söylemiyorlar. Ama biz hissediyoruz ve görüyoruz. Onun için onlar bu hususta dünyanın hiçbir ülkesinden Türkiye’den bekledikleri yardımı ve ilgiyi beklemiyorlar. Çünkü bir yerde Türkiye Osmanlı’nın mirası üzerine kurulmuş bir devletse ve aynı milletin devamıysa Türk milleti bu eserleri ecdad tarafından yapılmış ve İstanbul’un bir uzantısı olduğunu, onun için İstanbul’un ve Anadolu’nun onlara kucak açmasını, yardım etmesini bekliyorlar.
Gerek mimarî eserlerin restorasyonu gerek bir takım eski müesseselerin tekrar hayata kavuşturulmasında onların tarihi ile ilgili arşiv belgeleri bizim kütüphanelerde Boşnak müelliflerin ve alimlerin yazılmış eserlerin mikro filmlerinin verilmesi bakımından ve buna benzer bir çok hususta Boşnaklar Türkiye’den gerekli yardımı bekliyorlar.
Amir Pasiç