A
zerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilim giderek tırmanıyor. Karabağ’daki ateşkes durumu son haftalarda sürekli biçimde ihlal ediliyor… Bu gidişat, acaba daha geniş bir savaşa yol açabilir mi? Daha Sovyetler Birliği tam dağılmadan evvel, Rusya’nın çok stratejik bir hamlesiyle Ermenistan Azerbaycan’ın Karabağ topraklarına tasallutta bulunmaya başlamıştı…
1990’lı yılların başında, Rusya SSCB’nin dağılmasının kaçınılmaz olduğunu gördükten sonra, geleceğe dönük çok derin adımlar atmaya başladı… Bunlarda biri de Kafkaslarda Azerilerle Ermenileri kapıştırmak oldu! İlk bakışta mesele sadece iki Kafkas ülkesi arasındaymış gibi görünüyor, ama biraz etraflıca bakıldığında, Rusya’nın burada nasıl bir satranç oyunu oynadığı hemen fark edilir…
Şunu peşinen ifade edelim ki, Rusya istemedikçe Karabağ meselesine çözüm bulmak imkânsız! Zira Rusya, burada vaktiyle attığı stratejik adımla her şeyden önce Türkiye’nin kestirme yoldan Orta Asya ülkelerine açılma imkânını önledi… Lâçin Koridoru kapanınca, Türkiye’nin Nahçıvan-Azerbaycan yoluyla Orta Asya’ya ulaşma imkânı ortadan kalktı…
Azerbaycan, nüfus olarak Ermenistan’ın iki katından fazla… Tabii zenginliği ise mukayese kabul etmez… 1990’ların başında, henüz her iki ülke de yeni bağımsızlığına kavuşmuş iken, Rusya’nın Ermeni topraklarındaki askerî üslerinde bulunan silahların önemli kısmı Ermeni ordusuna bırakıldı. Bu da yetmedi, resmen açıklanmasa da, Rusya birliklerinin bir kısmı Ermenilerin safında Azerilere karşı savaştı. O dönemde doğru dürüst ordusu ve eğitimli askeri bulunmayan, üstelik içeride siyasi iktidar mücadelesinin kıyasıya sürdüğü Azerbaycan, bu saldırı karşısında tutunamadı ve kısa zamanda topraklarının beşte birini kaybetti.
1992 Şubatında Hocalı’da son dönemlerin en büyük katliam ve soykırımı yapıldı. Fakat ne yazık ki, dünya bu soykırıma karşı hiçbir tepki göstermedi. Karabağ toprakları 1919 yılında Azerbaycan’a bağlanmıştı. 1923 yılında da bu bölgeye özerklik verilmişti. Ermenistan hâlihazırda bu bölgeyi işgal altında tutuyor ve hiç kimsenin tanımadığı (Ermenistan dâhil) Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ilan edilmiş bulunuyor. Buradan sürülen yaklaşık bir buçuk milyon Azeri ise, o yıllardan beri mülteci (kaçğun) durumda.
1994 yılında Bişkek’te Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir ateşkes anlaşması imzalandı ve iki ülke bugüne kadar değişik yer ve zamanlarda bir araya gelmesine rağmen, ihtilaf konusunda bir anlaşmaya varamadı. Aynı yıl, bu meselenin çözümünde rol almak üzere kurulan, AGİT Minsk Grubu (ABD, Rusya ve Fransa eş başkan ülke olarak yer alıyor…) da bugüne kadar doğru dürüst bir varlık gösteremedi. Bu yüzden yurtlarından sürülmüş olan Azeri mülteciler de yirmi küsur seneden beri çok zor şartlar altında yaşamaya çalışıyor…
Ermenistan toprak ve nüfus olarak küçük bir ülke olmasına rağmen, ırkçı ve yayılmacı politikalarıyla dikkat çekiyor. Düşününüz ki, Türkiye’den toprak talep etmek gibi küstahça bir hüküm anayasasında yer alıyor! Bu sebeple Türkiye ile bugüne kadar normal siyasi ilişkiler kuramadı. Ekonomisini geliştiremedi. Dolayısıyla geçen süre zarfında hem nüfusu önemli oranda azaldı hem de aşırı derecede bir fakirleşmenin içine düştü. Buna karşılık Azerbaycan, içeride siyasi istikrarı sağladı ve özellikle petrol geliri sayesinde hem ekonomisini hem de ordusunu güçlendirdi. Şimdiye kadar cephe çatışmalarında genellikle baskın görünen Ermenistan, son zamanlarda bu pozisyonunu rakibine kaptırmış durumda…
Son günlerde sık sık bozulan ateşkes neticesinde, Azerbaycan, Ermeni işgalindeki üç köyü geri almaya muvaffak oldu. Ancak Karabağ’ın geri alınması konusunda daha çok gidilmesi gereken mesafe var. Azeri ordusu 1990’lara göre hem daha iyi eğitimli hem de daha modern silahlarla donatılmış durumda… Bugünkü durumda şayet yalnızca iki ülke karşı karşıya gelse, Azerbaycan kolaylıkla işgal altındaki topraklarını geri alabilir. Fakat yazının başında ifade ettiğimiz üzere, Rusya Kafkaslarda inisiyatifi sonuna kadar elinde tutabilmek için, Karabağ meselesini kendi isteği doğrultusunda kullanamaya devam etmek isteyecektir.
Rusya’nın bu bölgedeki ağırlığı, daha önce yaşanan Gürcistan ve Ukrayna meselelerinde de net biçimde görüldü… Rusya burayı kendi nüfuz alanı olarak, başka güçlerin müdahalesine kapalı tutuyor ve herhangi bir dış etkiye karşı agresif tepki gösteriyor. Karabağ çok kritik bir mesele…
Dr. İsmail Kapan