ağdat, İranlılar tarafından işgal edilince Osmanlı Sultan’ı IV. Murad Han 200 bin kişilik bir orduyla İstanbul’dan yola çıktı. Altı ay sonra Osmanlı ordusu Bağdat önlerine geldi. Otağını Dicle kenarına kuran Padişah, topları surların karşısındaki metrislere yerleştirdi. Sultan Murad Han İstanbul’dan getirdiği en büyük bir topu surların önüne yerleştirdi. Surlar tam 38 gün boyunca gece gündüz top ateşine tutuldu. Bağdat halkı daha önce böyle muazzam bir top görmemişti. Bu top Bağdat kalesinde büyük bir delik açtı. Osmanlı ordusu bu delikten şehre hücuma başladı. Sultan Bağdat’tan ayrılınca şehri savunmak için bu topu orada bıraktı.
Şehrin tekrar Osmanlıların eline geçmesinden sonra IV. Murad Han İmam-ı Azam Hazretleri’nin türbesini ve harabe hale gelen bütün binaları tamir ettirdi.
İşte bu meşhur top şimdi savunma bakanlığının karşısındadır. Bağdat halkı evliyaları ziyaret ettiği gibi bu topu da sık sık ziyaret etmektedir. Bağdatlılar yeni doğan çocuklarının uzun ömürlü olmaları ve şifa bulmaları için topun namlusunun altından üç defa geçiriyorlar. Aynı zamanda bekâr kızlar evlenmek için, çocuğu olmayanlar çocuğu olması için de topun altından geçiyorlar.
Birinci Cihan harbinde Osmanlı ordusu Bağdat’ta İngilizler ile savaştığı zaman bu top cepheye getirildi. Topun dört adet içi boş demir gülleleri kara barut ve demir parçaları ile doldurup üzerine bir de fitil takılarak İngiliz siperlerine atıldı. Topun patlamasıyla müthiş bir gürültü meydana geldi. Bu patlamadan sonra, İngilizler Cenevre antlaşmasına aykırı gayri medeni silah kullanılıyor diye Osmanlı’yı protesto ettiler.
Ve topla ilgili bir menkıbe…
Araplar bu topa “Abuhüzame” adını takmışlar hüzame arap kadınlarının süs olarak burunlarına taktıkları halkaya denir. Cahiliye devrinde erkekler karılarına kızınca, bu halkayı çekerek burunlarını yırttıkları gibi Sultan Murad Han da isabetli atış yapmadığından dolayı, topa kızarak hüzamesini koparmış, bu yüzden namlunun ağzı yarık kalmış. Sultan Murad Han, bununla da kızgınlığını yenemeyerek topa bir yumruk vurunca onu Dicle nehrine yuvarlamış. Yumruğun yeri namlunun geri kısmında içeriye çöküklük yapmış. Sonra topu sudan tekrar çıkarmışlar, namlusunun üzerinde yapışık olarak balıklarda beraber çıkmış. Bu balıkların da namlu üzerine kazınmış resimleri var.
Sultan Murad Han, Hazreti Ali gibi bir kuvvet sembolü olarak asırlarca Bağdat ve Irak taraflarında yâd edilmiştir.
Kaynak: Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları. -E. Kur. Alb. Rahmi Apak-
Ömer Ceyhun