* Hüseyin Öztürk
Bu haftaki eserimiz Osmanlı tarihimizin kendi milletimizden gizlenen taraflarını aydınlatmaya ve hakikati gün yüzüne çıkarmaya ömrünü adamış Kadir Mısıroğlu’nun, “Tarihten Günümüze Ermeni Meselesi ve Zulümler” adlı kitabı. Eserin ilk sayfası Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’a ithafla başlıyor.
Ayrıca aklı başında üç yabancı vicdan adamının, Ermeni meselesi üzerine düşüncelerinden kısa alıntılarla devam ediyor.
Eh böyle bir kitap, bir günde anlatılmaz. Bugün “ithaf” yazısına ve üç yabancı fikir adamının söylediklerine yer vererek, yarın da kitabın içeriğinden söz edelim.
“İş bu eseri, 1915 yılında bir askeri güvenlik tedbiri olarak gerçekleştirilmiş bulunan ‘Ermeni Tehciri’nin yüzüncü yıldönümü arifesinde, o tehcir esnasında çeşitli sebeplerle hayatını kaybetmiş Ermeniler için bir ‘Taziyet Mesajı’ yayınlayarak, ecdadımız Osmanlı’nın mütevâli alicenaplıklarına bir yenisini ilave etmiş olan halkımız tarafından seçilmiş ilk Reisi Cumhurumuz R. Tayyip Erdoğan’a ithaf etmekten büyük bir bahtiyarlık duymaktayım”.
Kadir Mısıroğlu.
—
“Asil ve hoşgörülü bir halk, uzun yıllar boyunca düşman muamelesi gördü ve haksız yere suçlandı.
Asırlarca, onunla aynı ülkeyi paylaşan Rumlar ve Ermeniler, sözde “Hıristiyan dayanışması” adına düzenli olarak ona karşı kışkırtıldı ve tehdit edilen Osmanlı, bu sinsi oyun ve açık isyana karşı savunmaya geçince, ikiyüzlü Avrupa, kutsal bir öfkeye bürünerek İslam’a karşı yeni bir Haçlı seferi başlattı.
Her kim bu satırların yazarının yaptığı gibi Türk halkının ruhuna şöyle bir göz atsa, Osmanlılara yapılan bu zulümdeki adaletsizliği kavrayabilir”.
Dr. Hans Barth. Roma. “Ey Türk Uyan” kitabının önsüzünden.
—
“Ben bir ‘Güneş Ülke’nin hasretini çekiyorum. Bu ülkede gece olmasın ve insanlar karanlık mefhumunu orada tanımasın! ‘Güneş Ülke’yi yeryüzünde bulmak mümkün mü?
Fikir hürriyetine, vicdan hürriyetine ilişmeyen Türkler’in varlığı –hiç olmazsa yarın- böyle bir ülkenin var olacağını bana zannettiriyor.
Mademki düşünceyi zindana koymayan, hakikat sevgisini zincire vurmayan bir millet, o cesur ve adil Türkler var..
Üzerinde yalnız hakikatin, adaletin ve hürriyetin hüküm sürdüğü bir ‘Güneş Ülke’, yarın neden vücud bulmasın?!
XVII. asrın İtalyan Filozofu Campanella “Güneş Ülke” kitabından.
—
Eğer Türkler hâkimiyeti altına aldıkları milletlere, Hıristiyanların yaptığı gibi zorla İslam’ı kabul ettirmiş olsalardı ki, buna o zaman kimsenin itirazı olamazdı. Bugün ne Ermeni meselesi ne Girit meselesi ve muhtemelen ne de Şark meselesi olurdu.
Oysa Türkler bunu yapmadılar; onlar Kur’an-ı Kerim’e uyarak sözde insan hakları havariliği yapan Avrupalılardan önce, herkesin kendi usulünce ibadet etmesine müsaade ettiler.
Edmondo de Amicis. İtalyan şair, edip ve gazeteci.
* * *
Bu metin, kıymetli Türkistan Birliği okuyucuları için şâyân-ı tavsiye telakki edildiğinden Türk Alemiyiz websayfasından iktibas edilerek nazar-ı dikkatinize takdim edilmiştir. Muhtevası ve paylaştığı fikirler tamamen yazarına aittir.