Kültürümüz

Bayrak Şairi: “Arif Nihat Asya”

resim

H
er 5 Ocak günü ismini mutlaka hatırladığım bir şahsiyettir! “En güzel bayrak şiirini kim yazdı?”
diye sorsak ülkenin yarıdan fazlası onun ismini zikreder. Adı “Bayrak
Şairi”
olarak da zikredilir zira. Arif Nihat Asya’dan söz ediyoruz.
Türk şiirinin en önemli isimlerinden
birisi olarak ismini altın harflerle edebiyat dünyamıza yazdıran merhum
Arif Nihat Asya, hayatı boyunca dik duruşuyla ve milliyetçi, muhafazakâr
görüşleriyle geniş kitleler tarafından sevildi, alkışlandı.

Türk milletinin varlığının ve
bağımsızlığının sembolü olmasının yanı sıra tarihî akışının da en aziz
hatırası olup devletimizin hâkimiyeti, şerefi ve bağımsızlığının da
timsalidir ay yıldızlı bayrağımız. Hem mâziyi hem âtiyi hem de Türk
cihan hâkimiyeti mefkûresini bütünüyle bu şiirde yansıttığı gibi
kullandığı dil ve üslup ile de bayrağımız için en güzel şiiri yazan
şairdir Arif Nihat Asya:

“Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı

Barışın güvercini, savaşın kartalı

Tarihim, şerefim, şiirim her şeyim

Yeryüzünde yer beğen

Nereye dikilmek istersen

Söyle, seni oraya dikeyim.”
 
Arif Nihat Asya’yı yakından tanıyan,
şiir, dil ve üslupta da kendisine üstadım diyen Yavuz Bülent Bâkiler bir
söyleşisinde “Bayrak” şiirini Arif Nihat Asya’nın bir 5 Ocak günü
yazdığını söyler ve “Bayrak” şiirini yazdığı 5 Ocak günü hayata veda
eden Arif Nihat Asya’nın vefatını asla tesadüf olarak değerlendiremeyiz
diye ifade eder.

Arif Nihat Asya, milliyetçi,
muhafazakâr bir söylemi ve düşünceyi benimsemiş bir şairdir. Gerek
öğretmenlik mesleğinde gerekse TBMM sıralarında milletvekili iken bu
düşüncesinden zerrece ayrılmamış, nasıl düşünmüşse öyle yaşamış bir
münevverdir. “Dua” adlı şiiri bugün en çok okunan şiirlerin başında
gelmektedir. Bu şiirinde bir milleti ve devleti ayakta tutan,
birleştiren, bir araya getiren yegâne ameliyenin Müslümanca bir duruş
olduğunu ifade eden görüşlerini “Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allahım” dizelerinde görmek mümkün.

“Biz kısık sesleriz… Minareleri

Sen ezansız bırakma Allah’ım…

Kahraman bekleyen yığınlarını

Kahramansız bırakma Allah’ım…”
 
Arif Nihat Asya, uzun yıllar ülkenin
çeşitli şehirlerinde edebiyat öğretmeni olarak görev yapmıştır.
Adana’dan sonra Malatya Lisesine tayini çıktığında söylediği şu dörtlük
her iki şehirde olan sevgisinin de bir emaresidir aslında:

“Bugün artık yamacımda

Seslenir Derme, Horata

Rüzgârlar cibinliğimi

Attı Seyhan’dan Fırat’a…”
 
Arif Nihat Asya, mâziyi iyi bilen,
âtiyi iyi sezen bir mütefekkir, derviş şair olarak hâlin ve istikbâlin
gençlerine “Fetih Marşı” adlı şiiriyle seslenmiştir. Öz güvenini
kaybetmiş, millî seciyesinden uzaklaşmış, dünyalık zevklere düşmüş Türk
gençlerine şöyle seslenmektedir:

“Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini!

Göster kabaran sular, nasıl yıkar bendini!

Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini!

 

Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın

Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!”
 
Arif Nihat Asya, milliyetçi bir
duruşun yanında imanlı bir münevverdi. Türk edebiyatının belki de en
güzel naatını o yazmıştır. Sevgili Peygamber Efendimize olan sevgisini
bu şiiriyle âdeta zirveye taşımıştır. Naat dendiğinde ilk akla
şiirlerdendir şüphesiz.

“Besmele, ekmeğimizin bereketiydi,

İki dünyada aziz ümmet,

MUHAMMED ümmetiydi.

Konsun yine pervazlara

Güvercinler

‘Hu hu’lara karışsın

Âminler

Mübarek akşamdır,

Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

Gel, Ey MUHAMMED, bahardır…

Dudaklar ardında saklı

Aminlerimiz vardır!

Hacdan döner gibi gel,

Miraç’tan iner gibi gel,

Bekliyoruz yıllardır…”
Bu derviş meşrepli şairimize yüce Allah’tan rahmet diliyoruz…

İlgili Gönderiler

1 / 62