Kültürümüz

Libya’daki Türk Aşiretleri: Kuloğulları

resim

C
umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda ”Libya’da Barbarosların, Turgut Reislerin torunları olan ve sayıları 1 milyonu aşan Osmanlı bakiyesi Köroğlu Türk”ün bulunduğunu ve bunların soykırım tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ifade etmesinin akabinde Libya’daki Türkler merak edilmeye başlandı.    
Libya’nın yanında Kuzey Afrika’ya (Cezayir, Tunus, Libya) da gönderilen ve gittikleri yerlerdeki evliliklerinin devamı olan, tarihi kaynaklarda “kuloğlu” olarak geçen bu Osmanlı bakiyesi Türklerin hikayesini öğrenelim. 
Bugün Libya’da 13 aşiret kendilerini Kuloğlu olarak tanımlıyor bunlar: “Yadar, al-Maqasba, al-Charaksa (Çerakise, Çerkezler), al-Jahanat, al-Faratsa, al-Ramla, al-Daradfa, Ibad, al-Chawahda, al-Maqawba, Qarara, al-Zawabi ve al-Balabla” aşiretleridir.
Kuloğlu nüfusu ağırlıklı olarak Mısrata, Trablus, Zawiya, Derna ve Zliten ve Bingazi’de yaşıyor. Bu aşiretler 2011’de Kaddafi’nin devrilmesinde önemli rol oynadı ve bugün de Türkiye’nin bölgeye asker göndermesini destekleyen grupların başında geliyor.
2015’te bir dernek kuran Kuloğlu aşiretleri kendileri için “Köroğlu” ismini tercih ettiklerini açıkladı. Dernek kuruluş amacını bölgede “Osmanlı kültürel mirasını yaşatmak” olarak tanımlıyor. Kuloğlu aşiretlerinin tamamı etnik olarak Türk kökene sahip değil. İçlerinde Kürt, Arnavut, Kafkas ve Libya dışındaki Osmanlı vilayetlerinden gelen Araplar da bulunuyor.Ancak hepsi kendini Türk olarak adlandırıyor. 
Libya’nın Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı görevinde bulunan ve kendi isteğiyle görevinden ayrılan Ali Hammuda Libyalı bir Türk 2014 yılında Ankara’da verdiği bir konferansta Libya’daki Türk varlığından şöyle bahsetmişti:
“1510’da Trablusgarb İspanyolların işgaline uğrar, 1532’de bir Haçlı teşkilatı olan Malta Şövalyelerine teslim ederler. Yapılan zulümlere dayanamayan Trabluslular İstanbul’a Abdullah Almurabıt’ın başkanlığında bir heyet gönderirler ve Türklerden yardım isterler. Kanuni Sultan Süleyman, yardım için Murat Ağayı gönderir. Murat Ağa Tacura’ya gelip gönüllüleri eğitir, savaşçıları donatır. Sinan Paşa ve Fazıl Reis liderliğinde bir filo harekete geçer.
9 Ağustos 1551’de savaş başlar. 16 Ağustos 1551’de Trablus bağımsızlığına kavuşur. Sonra Libya’nın diğer bölgelerinde Osmanlı hâkimiyeti başlar. 1556’da Mısrata bir Osmanlı şehri olur. 1711-1835 arasında Karamanlı Hanedanı gelir. 1911’de kadar bu bölgede Osmanlı yönetimi hâkimdir
1911’de Trablusgarp Harbinde Berkaa, Bingazi, Derne, Tobruk, Trablus, Mısrata, Humus, Zaviye cephelerinde Osmanlı Paşaları İtalyanlara karşı fedakârca savaşırlar. Osmanlı bölgeyi Malta şövalyelerinden kurtarmak üzere Kuzey Afrika’ya Libya’ya bol miktarda Türk askeri göndermiştir. Libyalılar gelen Türkleri din kardeşi ve kurtarıcı olarak görmüşlerdir. Türk subay ve askerleri yerli kadınlarla evlenmişler ve çoğalmışlar. Bu aşirete Kuloğlu veya Köroğlu diyorlarmış. Kuloğulları, Kuzey Afrika’da halkın önemli ve büyük bir parçasını oluşturuyormuş. Libya’da Kuloğullarının yani Türklerin oranı %15 imiş. Libya’daki Türk kabilelerinin isimleri şunlar: Çerkezler, Fırtasiler, Mukavibeler, Karara, Yidir, Dradfa, Raas Ali, Dırata, Aabad, Cihanlar, Zavabiler, Şavahideler, Almoksba, Alblabila, Alramla.
Osmanlı, 16. yüzyılda Kızıldeniz’e ve İslam mukaddes mekânlarına yönelik hazırlanan sömürgeci, acımasız, zalim Portekiz Haçlı ordularına geçit vermedi. Hint Okyanusu ve Arap Körfez bölgelerindeki Portekiz sömürgecilerinin Hicaz’a girmelerine engel oldu.
Portekizliler, Kızıldeniz’e girip Cidde limanını ele geçirecek, Hicaz bölgesini işgal edecek, arkasından Mekke’ye yürüyecekler, Mescid-i Haram’a girecekler, Kâbe’yi yıkacaklar, sonra Medine’ye yürüyüp Hazreti Muhammed’in (sallallahü aleyhi vessellemin) kabrini yok edecekler, sonra Tebük üzerine yürüyüp Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı ele geçireceklerdi. Haçlı Portekizlilerin bu şeytanî planlarını akamete uğratan Osmanlı oldu. Haçlı orduları, Kuzey Afrika’yı ele geçirip buradaki Müslümanların dinini ve kültürünü yok edip burayı sömürgesi yapacaktı.”
Osmanlı, bu bölgeye işte bu Haçlı planlarını boşa çıkarmak, kutsal beldeleri korumak, barış ve güvenliği desteklemek, bölge Müslümanlarının dinini, kültürünü ve varlığını korumak için oraya gitti. Ali Hammuda şöyle devam ediyor: “Eğer Allah, Türkleri, Osmanlı hanedanını ve sultanlarını uyandırmasaydı, hem karada hem denizlerde filolarla savaşmasaydılar ve devlet olarak ortaya çıkmasaydılar İspanyollar ve Portekizliler, Kuzey Afrika, Kızıldeniz, Hicaz ve Körfeze hâkim olurlardı ve bu bölgenin durumu bugünden çok farklı olurdu.”
Bugün Libya’nın Mısrata şehri, Türklerin bütünüyle blok halinde yaşadıkları bir yer. Libya’nın tam ortasında bulunan Akdeniz’in iki sahilinin üzerinde duran Mısrata, yüzölçümü ve nüfusuna göre Libya’nın 3. büyük şehridir. Bu şehirde Kuloğlu / Köroğlu Türk aşireti hâkim.

İlgili Gönderiler

1 / 62