Kültürümüz

3. Sultan Mehmed Han’ın Eğri Seferinin Çıkışı

İ

resim

ngiliz seyyah John Sanderson hatıralarında Sultan 3. Mehmet Han’ın Eğri seferini çıkışını şöyle kaydediyor:
 Padişahın sefere gitmesi, büyük ve muhteşem bir alayla kutlanıyor. Bir sürü köpeği, en iyi giysileriyle arkasından gidiyor, doğanlarını atlılar taşımaktalar. Ehlî aslanlar ve filler, başka hayvanlar, özellikle, üç sürücüsüyle Habeşistan’dan 3. Murad’a armağan edilen zürafa bunları takip etmektedir. Padişah bizzat sefere giderken, saray ileri gelenlerinin böyle bir kafile ile onu şehrin dışına kadar götürmeleri âdettendir. 
  Sultan Mehmet Han, böylece büyük bir debdebe ile, saray erkânları ve kumandanları refakatinde İstanbul’dan çıktığında, geleneğe uygun olarak, şehrin önünde otağlarını kurup, birkaç gün mola verirler. Mısır, Filistin, Kahire ve imparatorluğun deniz aşırı yelerinden gelen paşalar, onlara burada katılır. Bu faaliyet sırasında, çadırlar kurulurken gözetilen düzen Wratislaw’ı şaşırtmıştır.
  Ordu kampı, ucu bucağı görülmeyecek genişliktedir. Cerrah Mehmed Paşa, gece yarısından bir saat önce, 500 kişi ile, birer günlük arayı koruyarak, yolları düzenleyip, padişah ve kumandanların çadırlarını kurmak üzere yola çıkar. Böylelikle sultan menzile varmadan önce, bütün çadırlar, burçları ve siperleri kurulup hazırlanır.
  Padişahın, saray ileri gelenlerinin ve bunların at araba ve hizmetlerinin çadırları ordugâhın ortasına kurulur. Ayrıca, Muhafızların beklediği mumlu bezden yapılmış kapılarla kamp iyice tahkim edilir. Bir büyük şehir kadar kalabalık olan kamptan, Mehmed Paşa kumandasındaki öncüler ayrıldıklarında, en ufak gürültü ve karışıklık olmaz, yalnız askerlere yönlerini bildirmek küçük davullar çalınır. Çadırların bu kadar sessizce kurulup, çözülüp, katır ve develere yüklenmesi inanılmayacak bir haldir.
  Sultanın iki otağı vardır. Biri, kampta kurulmuş diğeri gelecek konak için taşınmaktadır. ‘‘Otağ-ı Hümayun’’ kurulunca bütün ordu da çevresinde, büyük bir daire şeklinde kamp kurar. Küçük çocuklar kampa satılık şeyler getirirler. Askerin yiyeceği çok sade, ekseriyetle ettir. Ordu, gece yarısı yürüyüşe geçer, ertesi günü öğleyin konaklar. Önde, ellerinde meşaleleri ile yeniçeriler giderler. 
  Mehmed Paşa ve sultan, çevresinde muhafız yeniçeriler solaklar, mızraklarının ucunda sarı tuğları ile sipahiler biraz arkadan gelmektedirler. Solda, mızraklarının ucunda kırmızı sancakları ile silahdarlar ve sipahiler, bir gelincik tarlasını andırırlar. Sultan ve paşaların arkasında, saltanat sancakları ve en arkada 15.000 kadar acemioğlanı ile Cigala Sinan Paşa yürümektedir. Sultanın çevresinde ok ve yayları ile solak ve kapıcılardan başka, yürüyen düzenli bir şekilde olması için mabeyincileri yer almıştır. 
  Sultanı eğlendirmek için, güreşen, perende atan, ipte sallanan hokkabaz, cambazlar, at üzerinde gösteri yapan perendebazlar vardır. Nakkaş Hasan’ın, Eğri Fethi Tarihi için yaptığı minyatürlerden birinde bu sahne resimlenmiştir.
Kaynak: İngiliz Seyyah John Sanderson /İngiliz Gezginlerine Göre 16. Yüzyılda İstanbul’da Hayat

İlgili Gönderiler

1 / 62