Türkistan

Doğu Türkistan ve İsa Yusuf Beğ

Ö

resim

mrünü ve ülküsünü Doğu Türkistan’a adayan İsa Yusuf Alptekin Türk Dünyası’nın liderleri içinde örnek bir insan. Diyebilirim ki o Türkiye’ye geldikten sonra da Doğu Türkistan’la birlikte nefes aldı ve aynı coğrafyada olmasa bile Doğu Türkistan’dan bir an ayrılmadı.

Doğu Türkistan bugün dünyadaki değişmelere hâlâ Çin’in esareti altında yaşamak zorunda… Yazık ki Çinliler ona “Yeni Müstemleke” mânâsına gelen “Sinkiang” adını takmışlar. Bizim TRT’ciler de bir zamanlar Sinkiang Sinkiang deyip durmuşlardı… Oysa tarihteki yeri bir başka Doğu Türkistan’ın. Hazar Denizi’nden Altay ve Tanrı Dağlarına, Horasan, Karakum Dağları’ndan, Ural Dağları ile Sibirya’ya uzanan Uluğ Türkistan’ın bir parçasıdır o… Ama yeni nesillerin kaçta kaçı bu gerçeği böylece bilir?

Bugün birçok Türk ili bağımsızlığına kavuşmuşken Doğu Türkistan hâlâ esir. Şehid şair Çolpan’ın mısraları o topraklar için hâlâ geçerli.

“Gülen başkalarıdır ağlayan menem
Oynayan başkalarıdır inleyen menem
Hürriyet masallarını işiten başka 
Kölelik şarkılarını dinleyen menem.”

Ne var ki burada da bir Doğu Türkistan mevcud… Söylediğim gibi başta İsa Yusuf Alptekin olmak üzere “muhacir” Doğu Türkistanlılar.  Doğu Türkistan, romanlara, filmlere sığmayacak millî hareketlerle, kültür parıltılarıyla dokumuş tarihini. Bu tarih, bugün İsa Yusuf Altekin’e gelip dayanan bir kahramanlık akışına ve bağımsızlık mücadelesine mühür vurmuş “Yakup Han, Hacı Hoca Niyaz, Dr. Mesud Sabri Baykuzu, Mehmed Emin buğra, Osman Batur Timur Beğ” gibi İsimlerle yazılmış. 
Türklerin bir başka mekândaki macerası demek olan Doğu Türkistan sayfasını bizler için İsa Yusuf Beğ aralamıştır. Ders kitaplarında adı geçen, fakat nerede yaşadığı anlatılmayan, yahut geçiştirilen Türk dilinin babası diyebileceğim lûgatlar sahibi “Kaygarlı Mahmud”un toprağıdır o. Türk insanının ahlak ve faziletleriyle örülü, “Kutadgu Bilig” şaheserinin yazarı “Balasagunlu Yusuf Has Hacib”in memleketi. 

Rahmetli Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun “Kaşgar’da Vakit” şiirini hatırlamamak mümkün mü? O bu şiirini Doğu Türkistan’ın Sesi Dergisi’ni yönetirken o sıralarda Doğu Türkistan’ın aralanan kapısından gelip gidenlerin heyecanları arasında yazmıştı. Bir Ramazan günü sessiz, boynu bükük Kaşgar’ı nasıl da içinde hissetmiş…  
“Yer safralarında sessiz bekleyiş..

Kaşgardayız…. Bir Ramazan vaktidir.
Fergan’a düzüne çıktan indi gün
İdgâh Camii’nde ezan vaktidir.
Ezan’ın adı var, sedası tutsak
Allahüekber’in nidası tutsak
İbadetler mevcut, edası tutsak
Kanımın içime sızan vaktidir.
Sessizlik eritmiş demiri tuncu 
Bilemiş yürekte mukaddes hıncı
Yüzlerde görmedim iftar sevinci
Bu an, ifritimin azan vaktidir.
Ne zamandır güneşlerim Yusufça
Er doğmuyor Satuk Buğra vasıfça
Has Hacipler yetişmiyor Yusufça
İrfan tarihimizin hozan vaktidir.
Kutlu ocaklarda yanmıyor odum
Bacalardan yüce tütmüyor âhım
Dil tahtımın şehin şâhı Mahmud’um

Türkistan’da Türk’ün hazan vaktidir.”

Doğu Türkistan’ın esaret duvarlarından çıkıp hayatiyet bulması için İsa Yusuf Alptekin’in omuzladığı bu davaya biz de hizmet edelim. Doğu Türkistan’ı anlayalım, anlatalım… Kutlu ocaklarını yeniden yandıralım, Yusuflarının sesini yeniden duyuralım…

İlgili Gönderiler

1 / 63