Dil ve EdebiyatŞiirlerimiz


Karadeniz’e Dökülen Coğrafya
Üstümde martıların suskun senfonisi
Çırpınan Karadeniz değil sanki
Yankılanan bir Türkmen ağıdı şimdi
Yüreğini ezmişler hayallerimin
Hercai isyanlar kıyısında gezinirim
Çağın eşiğinde gönülsüz yorumlar
Tutar, ondört asrı beriye çekerim
Kollarında kelepçe asil medeniyetin
 
Mahcup türkülerin önüne düşer başı
Bir avcumda üç kıta, birinde göz yaşı
 
İçimde seferber olur kadim sevdalar
Adına gurbet dedim yaşanan zamanın
Dağlarımda harami soluklar
Çığ düşer çiçeklerime
Yusuflar kuyuda dipsiz, derin
Musaların yakasında firavun eller
Katlime ferman keser, hain hesaplar
Çığlık olmuş tarih beynime akar
 
Haberin gelir Tuna’m, diyar-ı gurbetten
Beklermişsin beni, yanarmışsın hasretten
 
Baykuş sesleri tünemiş ufka esir bulutlara
Yenilgiler anlatır zaman, alın çatımda
Kan damlar çiçeklerin üstüne
Bakü’de bir karanfil sabahı
Secdelerimi misafir eden taş
Yüzüme haritasını çiziyor
Bir kutsal coğrafyanın
İnfilak ediyor yüreğim, yerin merkezinde
 
Atalar yurdunda derin hayaller kuruyorum
Karadeniz’e cevapsız sorular soruyorum
 
Uzak iniltilere kirleniyorum
Ellerimde kalıyor, dipçik yemiş kollar
Orda zemheriler acımasız, keskin
Örtün üstüne sevgileri Çocuklar üşümesin
 
Islak kumlara çaresiz çöküyorum
Ne kadar karanfil varsa elimde
Gözümde ne kadar yaş
Hepsini Karadeniz’e döküyorum.

M. Bayram Çelik

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 128