Dil ve EdebiyatŞiirlerimiz

Acıklı Ana

Yüce Balkanları duman bağlamış.
Gene mi gurbetten kara haber var?!
Seher vakti burada kimler ağlamış?
Çemenzâr üstünde taze çiğler var!

Ufukta iz gördüm kızıl bayraktan
Dumanlar ağıyor nemli topraktan;
Tekbîr sadâları gelir uzaktan
Hudut boylarında sanki mahşer var.
Yaslı gecelerin ağır gölgesi
Sındırıp susturmuş burada herkesi,
Mezarlıkta yalnız bir kadın sesi
İnliyor… galiba gene sefer var.
Tanıdım sesinden, zavallı kadın!
Dillerde destandır her zaman adın.
Bilirim… şerefle doğdun, yaşadın,
Söyle destânını dinleyenler var!
Senin gözyaşların rûhuma akar
Zehirdir, içimi kavurur yakar.
Uzaklara niçin dalıp da bakar?
Elâ gözlerinde neden keder var?
Neler geldi –söyle!- garip başına?
Sebep ne dinmeyen bu göz yaşına?.
Bak şu beş asırlık mezar taşına
Onda bir mücevher tâc-ı zafer var!
Sen doğurdundu hep o serverleri,
Cihâna ün salan dilâverleri,
Belli bile değil bugün yerleri
Bunda anlaşılmaz sırr-ı kader var.
Kurban etmek için evlât doğurdun,
Kara toprakları kanla yoğurdun!.
En hücra yerinde şu vîrân yurdun
Adları belirsiz binlerce er var!.
Her nefes aldıkça beni saplıyor,
Yaşlı gözlerimi duman kaplıyor,
Yetimler derdini bende topluyor,
İçinde kanayan gizli bir yer var.
Benim vurgun rûhum kanasın varsın,
O kandan gün doğup şafak ağarsın,
Uğrunda can veren evlâda yârsın,
Ona sînen gibi nerde siper var?.
Hey Rıza şu uzun gam destânını
Dinleyen besteler her figanını,
Şi’irinde vatanın kabristânını
Dolaşıp ağlayan bir derbeder var.

Rıza Tevfik

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 128